Taklitle doğru mücadele

Taklitlerle Doğru Mücadele Şart!

Tescil sahiplerinden devamlı suretle “Taklitlere dava açmamıza rağmen engelleyemiyoruz. Hukuk taklitçinin yanında, elimiz kolumuz bağlı…” serzenişini duymaktayız.

Tescil sahipleri serzenişlerinde çok haklılar. Özellikle Türk iş insanı ve markaları, taklitler karşısında üvey evlat misali ciddi haksızlıklara maruz kalmaktalar. Bu haksız tutumlar karşısında yapılması gerekenlere diğer bölümlerde değinmiştik. Bunlardan çoğu ancak örgütlenmeyle gerçekleştirilecekken bazılarını da bireysel olarak gerçekleştirmek mümkündür.

Taklitler karşısında tescil sahipleri üstlerine düşen bireysel mücadeleyi doğru ve eksiksiz bir şekilde yapmakta mıdır? 

Bu soruya EVET cevabını vermek mümkün değildir!  Taklitlere karşı yapılan mücadeleler incelendiğinde çoğunun eksik, hatta yanlış stratejiler üzerinden yürütüldüğü görülmektedir. 

Çoğu zaman tek bir davanın yeterli olacağı zannedilmektedir oysa taklitçiye karşı dava açmak mücadelenin sadece bir ayağıdır. Diğer mücadele yöntemleri de devreye sokulmadığı sürece etkin ve hızlı bir sonuç almayı sağlamaz.

Doğru bir mücadele için profesyonel destek alınması gerekir ardından tescil ve hukuki koruma kapsamı analiz edilmeli varsa eksiklikleri tamamlanmalıdır. Taklitçilerin olası başvuru ve tescil girişimleri de dikkate alınarak gerekli tedbirler alınmalıdır.

Marka, Patent ve Tasarım tescillerinin korunması için tescil kurumu nezdinde yapılan taklit başvuruların düzenli olarak takibi, tespit edilmesi ve yayın aşamasında mutlaka itirazlarının yapılması gerekir.

Taklit başvurulara itiraz yapılmazsa tescil edilirler! Taklit başvurunun tescil edilmesi halinde karşınızda sizin gibi tescilli bir hak sahibi olur ve bazı yasal haklara kavuşur.

Taklit amaçlı tescillere karşı vakit geçirilmeden hükümsüzlük ve ihlal davası açılmalıdır aksi takdirde zamanaşımı ve uzun süre sessiz kalma nedenleriyle hak kaybı doğar.

Sadece taklitçiye karşı dava açılması da çoğu zaman yeterli olmamaktadır zira çoğu taklitçi yaptığı davranışın hukuka aykırı olduğunu bilerek ve yaptırımlarını göze alarak eylemini gerçekleştirmektedir. Bu nedenle taklitçi haricinde, ürünü üreten, satan, hatta satın alanlara karşı da önlemler alınmalıdır bu önlemlerin dava olması gerekmez çoğu zaman bilgilendirme ve uyarı yazıları yeterli olmaktadır.

Bu konuda örnek vereyim: Taklit ürünlerin özellikle internet / sanal mağazalarda satışına sık rastlanır ve bunları satanları tek tek tespit etmek çoğu zaman mümkün olmaz oysa doğrudan sanal mağazaya yapılacak bir ihtar veya bildirim çoğu zaman olumlu sonuçlanmaktadır. Sanal mağazanın, taklit ürünü satmakta ısrar etmesi halinde taklitçiyle birlikte sanal mağazaya da dava açılması kesin sonucu verecektir.

Mücadelenin, tescil aşaması, taklit takibi ve hukuki sürecinin profesyonelce ve bir bütün olarak yürütülmesi gerekir; tescil süreciyle hukuk sürecinin birbirlerinden bağımsız ve habersiz ekiplerce yürütülmesi halinde çoğu zaman eksiklikler ve hatalar yapılmaktadır.

Taklitle mücadele anlık değil, süreklilik ve kararlılık gerektir.

Öngörülü, planlı ve profesyonelce yapılan taklitle mücadeleden mutlaka olumlu sonuç alınacaktır…